VE GECELERİ...
Grosvenor House, el edificio matamoscas más alto del mundo.
Grosvenor House, dünyanın en yüksek sinek öldürücü binası.
El Bladerunnercete. Cortinas pal que las quiera, que a mí esto me da alegría. Igual pongo una pista de coches de choque en la terraza.
Küçük Bladerunner’cığımız. Perde takmak isteyen taksın, bana ise bu mutluluk veriyor. Belki de terasta bir çarpışan araba pisti kurarım.
Barquichuelos con bien de leds. Siempre molaron y siempre molarán, y el que diga lo contrario es que no tiene sangre en las venas.
LED’lerle dolu gemicikler. Hep çok güzeldiler hep de öyle olacaklar. Aksini söyleyen varsa damarlarında kan akmıyor demektir.
"La ventana indiscreta". El día que me rompa una pierna tendré entretenimiento viendo a gente asesinar a sus señoras. Además aquí también podrían visitarme señoritas que visten a diario como si fueran a la cena de nochevieja de la Casa Blanca, como en la peli.
'Arka pencere'. Bir gün bacağım kırılırsa, karılarını öldüren insanları seyrederek eğleneceğim. Ayrıca burada, filmde de olduğu gibi, her gün sanki Beyaz Saray’daki yılbaşı yemeğine gidiyormuş gibi giyinmiş olan hanımefendiler tarafından ziyaret edilebilirim.